İzledim, Yorumum

edastonem

Jodie Comer hayranlığımdan dolayı bu dizinin varlığından bile haberim yokken önce yanlışlıkla The White Princess'i izledim, ki kronolojik sıraya göre önce bu diziyi izlemem gerekirdi. Yine de izlerken anlama konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadım. Neyin içinde olduğunuzu size çok başarılı bir şekilde hissettiren bir dizi. Sizi içine çekip bulunduğu döneme götürüyor ve bir süre sonra kendinizi saray hanedanından biri gibi davranırken buluyorsunuz :) Dizi boyunca Lancaster'ın yıkılışını, York Hanedanının yaşadıklarını ve Tudor dönemine nasıl geçtiklerini izleyeceksiniz ama izlerken işin içine romantizm ve büyü katıldığı için ve tabii çok iyi bir oyunculuk sergiledikleri için hiç sıkılmayacaksınız. Bunların yanında dizide en çok izleyeceğiniz ve beni en çok etkileyen şey aslında kadınların hırsları oldu. Taht hırsları, aşk hırsları, çocukları için verdikleri çabalar ve gizliden gizliye yürüttükleri kendi aralarındaki hırs çatışmaları. Diziyi izlerken anlıyorsunuz ki aslında ülkeyi kral değil kralın arkasındaki kadınlar yönetiyor. Eşleri veya anneleri veya aşık oldukları kadınlar... Dizi ilk bölümünden itibaren çok hızlı ilerliyor gereksiz ayrıntılara takılarak boğucu yapmamışlar. Savaş sahnesi yerine daha çok dram ağırlıklı sahneler mevcut. Azıcık bile olsa tarihi kurgu seviyorsanız bu diziyi de hiç sıkılmadan izleyeceğinize eminim. Bu diziden sonra The White Princess'i de izlemeyi unutmayın, şahsen o diziyi dram, kurgu ve oyunculukları yönüyle daha başarılı buluyorum. Bu dizi ağlatmıyor ama The White Princess ağlatmıştı çünkü kadınların tahtları ve hanedanlıkları için feda etmek zorunda kaldıkları şeyler insanı derinden etkiliyor. İki diziyi de izlerken bu kadınlardan korkulur diyorsunuz :D Yorumumu okuduğunuz için teşekkür ederim şimdiden izleyeceklere keyifli seyirler. (İzleyenler lütfen bölümlerin altına yorum olarak Lady Margaret'a giydirsinler ben hayatımda bu kadar itici bir rol görmedim :D)

Sizde Katılın

Spoiler Ekle
Cevapla

1

6