1890 seneninde geçen "Anne" öğretmen olan ebeveynlerini küçük yaşta kaybettikten sonra babasız kalan kızıl saçlı bir kızın hikayesidir. Bir müddet amcası ve yengesi ile beraber yaşadıktan sonra amcasının ölümü ve yengesinin şehre taşınmasının hemen peşinden ortada kalmıştır. Sığınmacı olarak kimi ailelerin yanına verilmiş ve nihayetinde yetimhaneye yerleşmiştir. Yetimhanede yaşadığı talihsiz bir olay neticesi Marilla Cuthbert ve erkek kardeşi Matthew'e evlatlık olarak verilmiştir. Yerleştiği bu küçük kasabada parlak zekası ve sonsuz hayal gücü ile herkesin hayatına pozitif farklıklar katacaktır. Bütün bu acılarla dolu hayatına karşın o cıvıl cıvıl, yaratıcı ve sevgi dolu yüreği ile dünyada bir yer edinmek için savaşır.
Nasıl bu kadar güzel, ince ve hassas bir bölüm yapabilmişler...
Dramatik konusuna rağmen bir tek benim mi içimi umutla dolduruyor bu dizi? Verdiği mesajlar, kurgusu, karakterleri harika.
Rachel ve eşi arasındaki uyuma bayılıyorum. Dizideki en tatlı çift olabilirler.
Son sahnede tüylerim diken diken oldu
dünyayı değiştirmenin yolunun yeni şeyler denemekten ve farklılıkları kabullenmekten geçtiğini anlatan inanılmaz büyüleyici bi bölümdü. günün sonunda avonlea halkının hep birden aydınlanma yaşaması falan oldukça etkileyiciydi. marilla: As someone who lived without change for the bulk of my life, and then had great change thrust upon me, I can attest that it is the only way to grow and learn.
Ve Anne arkadaşlık kolyelerini yarattı...