''Kirli, kokulu askerler...'' lafı şu dizeleri aklıma getirdi. Anavatan boğulurken kıpkızıl kanda, Yalnız gönül verdiniz siz zevke, cazbanda... Ey nankör kız ey fahişe unutma şunu; Sizin için harp ederken yedim kurşunu.
Stefan Zweig öyküleri tadında bir bölümdü. Yahu siz bir bölüm içerisinde bütün duyguları bizlere nasıl bu kadar yoğun yaşatabilirsiniz. Bu bölümün önünde şapka çıkarıyor, saygıyla eğiliyorum. Bu kadar mı güzel olur bir bölüm.
Çok iyi bir bölümdü. Film tadında bir mini seri. İnsan psikolojisini çok iyi yansıtmışlar. Tecrübeli bir askerin, askere gitmemiş bir gencin, savaş alanını görmeden emir veren komutanların. Oyuncular bunu çok yansıtıyor. Friedhelm'in babasıyla olan ilişkisi bana Yüzüklerin Efendisindeki Denethor ile Faramir'in ilişkisini hatırlatıyor.
Yorumlar
''Kirli, kokulu askerler...'' lafı şu dizeleri aklıma getirdi. Anavatan boğulurken kıpkızıl kanda, Yalnız gönül verdiniz siz zevke, cazbanda... Ey nankör kız ey fahişe unutma şunu; Sizin için harp ederken yedim kurşunu.
yani izlerken kafayı yiyorum, nasıl bu kadar lanet bu naziler ya.
band of brothers ı izliyom onlara üzülüyom bunu izliyom bunlara üzülüyom. hepsi de birbirine girdi zaten, ağlıyom habire öfff
Stefan Zweig öyküleri tadında bir bölümdü. Yahu siz bir bölüm içerisinde bütün duyguları bizlere nasıl bu kadar yoğun yaşatabilirsiniz. Bu bölümün önünde şapka çıkarıyor, saygıyla eğiliyorum. Bu kadar mı güzel olur bir bölüm.
Çok iyi bir bölümdü. Film tadında bir mini seri. İnsan psikolojisini çok iyi yansıtmışlar. Tecrübeli bir askerin, askere gitmemiş bir gencin, savaş alanını görmeden emir veren komutanların. Oyuncular bunu çok yansıtıyor. Friedhelm'in babasıyla olan ilişkisi bana Yüzüklerin Efendisindeki Denethor ile Faramir'in ilişkisini hatırlatıyor.