Dumbwaiter:
Genelde birkaç katlı restoranlarda bulunan, garsonların tabakları
üst kata çıkarmak için kullandıkları, asansör tarzı bir cihaz.
Türkçesi monşarjmış. Gob o sahnede Tony Wonder'ın 2x15'teki
illüzyonuna atıfta bulunuyor.
Wonder:
Bölüm boyunca, hem Tony'nin soyadı olan hem de "harika", "merak"
gibi manalara gelen "wonder" kelimesi ile espriler yapılıyor.
Beanbag chair:
Armut şeklinde, içi strafor kürelerle dolu pofuduk bir koltuk türü.
Zaten Türkçede "armut koltuk" diye geçiyor.
Poof:
Dizide geçen, sihirbazlara hitap eden bir dergi. İlk sezonlardan
hatırlanacaktır.
Siri:
iPhone 4s'le birlikte gelen bir yazılım. Bir nevi kişisel asistan.
Kendisine sadece ses komutları vererek istediğinizi yaptırabiliyorsunuz.
Mesela "Alarmı sabah saat 7'ye ayarla" denilince kendisi hemen emri
yerine getiriyor, sizin telefonunuza el sürmenize gerek kalmıyor.
In-same:
Gob'un "insane" ile "same"i birleştirme teşebbüsü.
Oui-We:
"Oui" Fransızcada "evet" demek. "biz" anlamına gelen "we" kelimesiyle
okunuşu hemen hemen aynı. O yüzden Gob Ann'in söylediği "oui"yi "we"
anlayıp telaşlanıyor.
------------------------------------------------------------------------
Eleştirilerinizi [email protected] adresine bildirirseniz
çok mutlu olurum. İyi seyirler.
Hüdavendigar (İlker Bektaş)
Yorumlar
Wonder ve Sally'nin gerçek hayatta evli olması
acayip kaliteli bir bölümdü