Unfortunate cookie:
Çinlilerin içinden fal yazıları çıkan o kurabiyelerine "fortune
cookie" deniliyor. Lucille de fortunate-unfortunate zıtlığından
kendi çapınca bir kelime oyunu çıkarıyor.
SEC:
Securities and Exchange Commission. Amerika'nın, bizdeki Sermaye
Piyasası Kurulu'na benzer bir kurumuymuş.
Rorschach testi:
Psikiyatride kullanılan karakter analiz testlerinden biri. Hastaya
bir kağıtta bulunan simetrik mürekkep lekeleri gösterilir ve bu
lekeleri neye benzettiği sorulur. Alınan cevaba göre doktor hasta
hakkında çıkarımlar yapar.
http://en.wikipedia.org/wiki/Rorschach_test
loophole - roop hore:
Japoncada "l" sesi bulunmaz. Dolayısıyla "l" sesine dilleri dönmez,
"r" diye telaffuz ederler. Mesela Fullmetal "furumetaru" olur.
Diğer Uzakdoğu dillerinde de aynı sıkıntı var mıdır bilemiyorum.
Çünkü Lucille'in çetesinin diğer üyeleri Japon değil Çinliydi.
Austere-ity:
Austere; sert, çetin, hoşgörüsüz, fazla konuşmayan gibi manalara geliyor.
Tobias Lucille'i niteleyen daha isabetli bir kelime bulamazdı.
Dove bar:
Dove, Amerika'da bir dondurma üreticisiymiş. Dove aynı zamanda
İngilizcede güvercin demek. Lem ile Michael arasında ses benzerliğinden
kaynaklanan bir yanlış anlaşılma yaşanmış oluyor.
Chicken Dan's:
Espriyi yakalamamış olanlar için: http://www.youtube.com/watch?v=QZbHnWJAvvk
--------------------------------------------------------------------------
Eleştirilerinizi [email protected] adresine bildirirseniz
çok mutlu olurum. İyi seyirler.
Hüdavendigar (İlker Bektaş)
Yorumlar
Sırf yarım bırakmamak için izlemeye devam ediyorum ama olayları tekrar tekrar işlemeleri sıktı artık iyice.