aslında beni ağlatsın diye başladığım bi diziydi ama ağlamadım. sadece sonda biraz duygulandığım yerler oldu. direkt olarak o düşünce kötü bence ayrılık, bi daha görememe, ölüm.. sevdiğin insanı bi daha göremiceğin, yanında olamayacağı düşüncesi. neyse bilmiyorum bu üzücüydü cidden, kendi hayatımı düşünüp duygulandım sanırım biraz da dhsjhds. ama genel olarak da düşündürdü dizi. em in düşüncelerine her zaman hak verdim mantıklı kararlar veriyodu ama severken bunu yapmak o kadar zor ki ve hayatına devam etmeye çalışmak ya da devam ediyomuş gibi yapmak.. bu sorulardan da kendimi alıkoyamadım: dex in zaman içinde değişip gelişip, hayatına bir sürü farklı insan girip farklı bi karakter olarak dönmesi iyi miydi ? yoksa kimsesi kalmadığı için mi emmaya döndü? gerçek aşkı aslında hep emma mıydı (bu bence evet ama zaman içinde bunu neden göremedi illa onca ilişki ve yaşanmışlık olması mı gerekiyodu ya da bazı şeyler gerçekten olmuyosa olmaması gerektiği veya zamanı gelmediği için miydi? o gece yaşansaydı aslında em onun için bu denli değerli biri olmayacak mıydı öylesine geçip giden kızlardan biri mı olacaktı? bunca zaman sonra em in kabul etmesi doğru muydu, yine dex in istediği zaman mı kabul etmiş oldu?? aslında dex in emmaya verdiği değeri de hep gördük sadece olması gereken zamandan biraz geç ve üzücü bi sonla. şöyle de bi yazı görmüştüm " güzel olan şeyler çabuk olur". aslında güzel olan şeylerin de çabuk olmadan da olabildiğini, olabilceğini, zamanın neler getirebilceiğini gösteren bi diziydi. biraz hayattandı yani. neyse çok yazdım. öyle yani kısaca :)