Theralyst:
Hem terapist hem analist. Tobias'ın meşhur ünvanı "analrapist"in
görece kabul edilebilir versiyonu.
SAG / AFTRA:
İkisi de Amerikalı aktörlerin oluşturduğu dernek/sendika tarzı
bir yapılanma oluyor.
A new start - Anus tart:
Beşinci bölümdeki kelime oyunu burada da devam ediyor.
GVH (Graft-versus-host hastalığı):
Organ nakilleri sonrasında gerçekleşebilecek en kötü durumlardan biri.
Hastaya nakledilen organın (veya dokunun), hastanın vücuduna
savaş açması ve çeşitli mekanizmalarla hastanın vücudunu
tahrip etmesiyle ortaya çıkan ve ölümcül olabilen bir hastalıktır.
Diğer bir deyişle, hastanın organı değil organın hastayı reddetmesidir.
Tobias üçüncü sezonda saç ektirdiği için bu hastalığa yakalanmıştı.
Broadway:
New York'taki meşhur cadde. Müzikal tiyatronun doğduğu yerdir ve
müzikallerle özdeşleşmiştir.
Piñata:
Meksika'ya özgü bir eğlence çeşidi. Kartondan veya kilden yapılma süslü
bir mahfazadır ve içi şekerleme doludur. İçi dolu piñata yüksekçe bir yere
asılır, sopalarla dövülerek paramparça edilir ve içindeki şekerlemelerin
yere dökülmesi sağlanır. Bayram, doğum günü ve düğün gibi etkinliklerde
sıkça kullanılır.
C word from the B ward / B word from the C ward:
C-word ile "cunt", b-word ile hem "bitch" hem de "Bluth" kast ediliyor.
Tıpkı ilk üç sezonda ses benzerliğinden yapılan "Lucille-loose seal-
low seal" esprileri gibi. Burada da c-ward ve c-word üzerinden gidiyor.
Tabii bu espri Gob'un yatı Seaward'a kadar uzatılabilir.
Blue myself:
Tobias'ın bu sözü "kendimi tatmin ettim" manasına gelen "blew myself"
ile ses benzerliğinden dolayı yanlış anlaşılmaya çok müsait. Tobias ilk
sezonlarda benzer durumları çokça yaşamıştı.
--------------------------------------------------------------------------
Eleştirilerinizi [email protected] adresine bildirirseniz
çok mutlu olurum. İyi seyirler.
Hüdavendigar (İlker Bektaş)
Yorumlar