En iyi Anime

AoT'un final yapması ve animeyi yeniden bitirmemle beraber genel bir özet yapıp, yanlış anlaşılan yerlere değinmek istiyorum. AoT şimdiye kadar izlediğim açık ara en iyi şeydi. Gerekse hikayesi, gerilimi, gizemi yıllardır aradağım her şeyi barındırıyordu AoT. Müzikleri, animasyon ve çizimleri, harika yazılmış karakterleri, seri ilerledikçe artan gizemler ve ince yazılmış olay örgüsü beni adeta büyülemişti. Şimdiye kadar en az 80 tane anime izlemişimdir ama izlediğim hiç bir anime hiç bir alanda aot'un yanına bile yaklaşamaz. Finalden sonra çoğu kişi, ben dahil olmak üzere finali anlamadı ve sevmedi. Hatta İsayama'nın son chapter'ları rastgele karaladığını bile söyleyen vardı. Ama finali anlamaya başladıktan sonra düşüncelerim yavaş yavaş değişmeye başladı. Finali anlamak için ilk başta Eren'i anlamak gerektiğini düşünüyorum. Eren'i anlamadığımızda rumblingi neden yaptığını da anlayamayız ve bu da finali anlamsız bulmamıza sebep olur. Öncelikle Eren rumblingi özgürlük için yaptı. Arkadaşlarını ve adayı korumayı tabiki istiyordu fakat bunlar rumblingi yapması için başlıca sebepler değildi. Önemli olan şey ise özgürlük kavramı Eren için ne ifade ediyor. Eren sürekli doğduğundan beri hiçbir zaman değişmediğini söylüyor. Yaptıklarına sebep olarak genellikle "Bu dünyaya geldim bir kere" diyor. Finalde de bunlar vurgulanıyor. Eren'in doğuştan gelen bir dürtüsü var. Bu da özgürlük. Bu dürtüsüne asla karşı koyamıyor. Eren ne olursa olsun özgürlüğe ulaşmak istiyor ve bu onun yaşama amacı. Bu olmadan Eren için hayat çok sıkıcı. Eren duvarların içinde doğan birisi olduğu için bizim gibi özgürlük kavramını politik bir özgürlük olarak tanımlamıyor. Eren doğduğundan beri surların içinde yaşamaktan sıkılıyordu, kendinin de söylediği gibi "Doğduğumdan beri gözümün önünde hep o iğrenç surlar vardı" Yine birgün sıkılarak surlara bakarken Armin, evden bulduğu, dış dünyadan bahseden kitabı Eren'e gösteriyor. Yanan sular, kumlu vaha, tuzlu su ve donmuş topraklar. Eren bu kitaba baktıktan sonra surların dışını özgürlük olarak tanımlıyor. Yani Eren'in hayalindeki dış dünya, Eren için özgürlük kavramı. İşin içine özgürlük girdim mi Eren için ahlak kuralları Eren'i sınırlamıyor. Mikasayı kurtardığı zaman iki adamı kasap gibi doğruyor. Evet, ölmeyi hakettiler ama bir çocuk için bu olay çok garip ama Eren buna "bu çok doğal" diyor. Eren'in hayalindeki dış dünya bomboş dümdüz bir arazi. Hiçbir canlı yok. Yani duvarın ötesindeki canlılar Eren için bir düşman. Duvarın dışında ise insan yiyen devler var. Yani bunları öldürmenin ahlaken bir sorunu yok. Eren şanslı. Üstüne devlerden nefret etmesi ve intikam alması için bir motivasyonu var. (Annesinin ölümü.) Eren zamanla devlerin asıl düşman olmadığını onların sadece akılsız birer insan olduğunu öğreniyor. Yani gerçek düşmanı bulması gerekiyor. Bunun içinde bodrum katına gidecek. Eren bodrum katında babasının fotoğrafını buluyor ve arkasında insanlığın yok olmadığı yazıyor. Tabi bunu gören Eren'in isteği "keşke hepsi yok olsa" oluyor. Oysa daha kitapları okumadı bile. Sonra babasının anıları aracılığıyla dış dünya hakkında bilgiler öğreniyor. Babasının anılarından dolayı, dış dünyadaki herkesi kötü insanlar sanıyor. Eren dış dünyayı yok etmek istiyor ama bunun gerçekleşmesine ihtimal vermiyor doğal olarak. Sonra Historia'nın elini öpünce hayalindeki dünyayı görüyor.(Mehşur Freedom sahnesi.) Yani özgürlüğü. Eren buna ulaşmak için her şeyi yapar. Eren için rumblingin ahlaken bir sorunu yok, zaten dış dünyadaki insanlar çok kötü. Babasının anıları yüzünden böyle sanıyor. Bu yüzden arkadaşlarıyla da iyi geçiniyor. Hatta eskisinden bile iyi geçiniyor. Rumbling planını da o zaman yapıyor zaten. Planı yalnızca Floch'a ve Historia'ya anlatıyor. Tabi o zamanlar durdurulacağını, yani rumblingin başarıya ulaşmayacağını bilmiyor. Historia planı anlatmaz yoksa. Yani arkadaşlarını kahraman gibi gösterme niyetinin olmadığını anlıyoruz burdan. Eren sonra ilk defa Marley tarafına gidiyor. Bakıyor bu insanlar duvarın içindeki insanlarla aynı. Eren sürekli Reiner ile aynı olduklarını söylüyor. İkisi bir madalyonun iki yüzü gibi. Reiner ile olan konuşmasında da söylediği gibi bunları intikam için yapmıyor. Reiner dünyayı kurtarmak değil de, dünyayı kurtaran kahraman olmak istiyordu. İnsanlardan saygı görmek istiyordu. Reiner savaşçı oldu artık babasıyla birlikte yaşayabilecekti ama bu hayali hemen yok oldu zaten. Marcel ona aslında savaşçı seçilmemesi gerektiğini söyledi. Marcel öldü görevde mahvoldu. Ama reiner hiçbir şey başaramadan geri dönmek istemiyordu, hem de ölebilirdi. Reiner da kahraman olmak için şeytanları öldürecekti. Yani Reiner için de ahlaken bir sorun yok. Bu yüzden arkadaşlarını göreve devam etmesi için ikna etti. Duvarları yıktı. Sonra içerde yaşamaya başlayınca şeytan olayının propaganda olduğunu anladı. Hatta onlarla arkadaş oldu ve hayatlarını kurtardı. İleride öldüreceğini bile bile. Aynı Eren'in Remzi'yi kurtarması gibi. Reiner, Eren'e kimliğini açıklarken "Keşke böyle insanlar olduğunu bilmeseydim" dedi. Çünkü bilmeseydi şeytanları öldürmüş olurdu ama bildiği için kendi hayalini gerçekleştirmek için masum insanları öldürüyor. Aynısı Eren için de geçerli keşke Eren de Marley tarafına gidip öğrenmeseydi. O da şeytanları öldürmüş olurdu hayali için. Eren, Reiner ile olan konuşmasında zaten aynı olduklarını doğrulamak istiyor ama Reiner onu anlamıyor. Reiner "kendim için yaptım ben kötü bir insanım kahraman olmak istiyordum" dediğinde, Eren'in onu bu suçlarından dolayı yargılamasını bekliyorken, Eren "Haklıymışım, biz aynıyız" diyor. Ki burda Eren uzun zaman sonra ilk defa gülümsüyor. İkisi de kendi kişisel istekleri için binlerce insanı öldürüyor ama bunu uzun süre kabullenemiyolar ve kılıf uyduruyolar. Reiner, Eren'e itiraf ediyor Eren ise remziye. Remzi zaten Eldia dilini anlamadığı için Eren samimi bir biçimde konuşuyor. İsayama bir röportajında "bazı seri katillere bakıyorum ve yaptıklarını yapmaları için hiçbir etken yok. Bunun yanlış olduğunu bildikleri halde kendilerini bunu yapmaktan alıkoyamıyolar. Eğer böyle doğdularsa onları nasıl suçlayabiliriz ki ?" diyor. Burda AoT'u esinlendiği şeylerden bahsediyor. Yani Eren kötü birisi değil ama AoT evreni onu milyarlarca insanı öldürmeye zorluyor. Yani artık ahlaken büyük bir sorun var. Eren, Zeke'nin planını da mantıklı buluyor. Ama Eren kendi doğasına karşı çıkamaz, ne olursa olsun yapacak. Bu yüzden kurucuyu aktifleştirmek için arkadaşlarını terkedip Zeke'nin planına uymaya başlıyor. Eğer arkadaşlarına anlatsaydı Eren'i durduramayacakları için suçluluk çekeceklerdi, anlatmayıp kandırsaydı yardım ettiler diye suçluluk çekeceklerdi. Bu yüzden onları karşısına aldı. Attack on school castes diye manganın ciltlerinin sonunda iki sayfa olarak yayınlanan bir parodi serisi var. İsayama bunun hikayeden bağımsız olmadığını söyledi. Hatta animede erenin anıları kısmında burdaki karakterleride gördük. Burda karakterlerimizin kişilikleri aynı ama günümüzde bir okul hayatı yaşıyolar. Mutlu sakin birer hayatları var. Mikasa yine Eren'in peşinde dolanıyor. Reiner yine abi gibi davranıyor. Histora okulun kraliçesi Ymir de sürekli onun yanında. Eren burada çok mutsuz. Hayattandan çok sıkılıyor. Ruh gibi geziyor ortalıkta. Çünkü eren burda özgürlük için savaşmıyor. Sürekli bu sıkıcı hayattan bıktım artık diye dolaşıyor. Bir gün rüya görüyor. Rüyasında zombiler insanları yiyor ve Eren bir anda bizim bildiğimiz Eren'e dönüşüyor "Tek bir tanesi kalmayan kadar yok ediceğim." demeye başlıyor. Sonra uyanıyor ve rüya olduğunu anlayınca hayal kırıklığına uğrayıp ağlamaya başlıyor. Sonra okula giderken "şu rüyayı bir türlü aklımdan çıkamıyorum. Tabi ki insanoğlu tehlikede değil böyle bir tehlikenin olması imkansız. Ama dur ya o tehlikeyi ben yaratırsam..." Bu bölüm rumbling arcında yayınlanıyor. Yani Eren hep böyle. Çevresi ereni etkilemiyor, sadece imkanlarını kısıtlıyor. AoT determinist bir seri. Diğer zaman yolculuğu türündeki seriler gibi birkaç tane zaman çizgisi yok, tek bir zaman çizgisi var. Determinist bir evrende, geçmişteki şeyler geleceği belirler. Kısaca gelecek değiştirilemez. Yani Eren bu geleceği gördüyse, bunları yapacağından gördü. Böyle bir şey yapmak istemese, böyle bir gelecek de görmezdi. Haliyle bu evrende özgür irade de yok. Örneğin determinist bir evrende, geleceği göremeyen biri, yaptığı her eylemin farklı sonuçları olacağından dolayı geleceği değiştirebileceğini düşünecektir. Seçimlerinin nasıl bir geleceğe yol açacağını bilmediğinden, kararları konusunda özgür iradesi olduğunu ve seçimlerinin farklı sonuçları olabileceğini düşünecektir. Ancak geleceği göre birisinin özgür irade yanılsaması bozulacaktır. Eren, kendi seçimleri olan geleceği görmüştür. Gördüğü şey gelecekte yapacağı şeydir. Eğer geleceği görmeseydi rumbling ona kendi özgür iradesiyle aldığı bir karar gibi görünecekti. Ama geleceği gördüğü için ne yapacağını biliyordu. Bu, istediği şey bile olsa, hangi seçimi yapacağı konusunda asla özgür iradesi olamayacağını farketti. Bu yüzden Historia'nın elini öpüp geleceği gördükten sonra Eren mutsuz olmaya başlıyor. Çoğu kişi Eren'in rol kestiğini sanıyor ya da zaman atlaması esnasında neden düşüncelerinin böyle değiştiğini söylüyor. Marley kıyısına ulaştığında Historia'nın elini öptüğü zaman ki manzaraya ulaşıyor. Dümdüz bir arazi hiçbir canlı yok ereni kısıtlayacak hiçbir şey yok yani çocukluk hayali gerçekleşti ama bu hayal için kaç milyar insan öldü. Bu yüzden çocuk Eren kollarını açıp özgürlük diye gülüyor ama yetişkin Eren'in rumbling boyunca gözleri kapalı. Bu yüzden Mikasa belki de Eren hiç değişmemiştir diyor. Sadece AoT evreni değişti ama Eren hala aynı. Hala duvarın ötesindekileri yok ediyor. Eren öleceğini, Mikasanın seçimi sonucu dev lanetinin son bulacağını ve rumblingi tamamlayamadığını biliyor. Kendisini öldürenin Mikasa olduğunu bilmiyor bu yüzden olayların Mikasa ile alakasını bilmediğini söylüyor. Çünkü Ymir ona o kadarını gösterdi. Ymir dev lanetinin son bulmasını Mikasa'nın Eren'i öldürmeyi seçmesine bağladığı için Mikasa'nın bu kararı tamamen özgür iradesi ile vermesi gerek. Bu yüzden Erene müdahele etmiyor. Bu yüzden Reiner uçakta "belki de Eren durdurulmak istiyordur" dediğinde Eren onları pathse çekip böyle bir şey olmadığını söylüyor. Çünkü Mikasa Erenin durdurulmak istediğini düşünürse yapacağı seçimin bir anlamı kalmaz. Mesela son fight Ymir'in domuzları serbest bırakması ile başlıyor. Fight boyunca hiç Ereni görmüyoruz devlerin yanında hep Ymir var. Ymir, Armini pathse çekiyor ve Armin Zeke ile konuşuyor. Zeke kendi travmalarından kurtuluyor yani özgür kalıyor Ymir bunun için devlerin Armine yardım etmesini sağlıyor ve Zeke ölünce rumblingi durdurtuyor. Eren'in Armini kahraman gibi gösterme planı sadece ikisinin colossal dövüşü. Çünkü rumblingi tamamlayamicağı için arkadaşları Marleylilerin arasında dev gücü olmadan kalacak. Eren finalde Arminle konuşurken Armin "hepsini bizim için mi yaptın?" diye sorduğunda Eren cevap vermiyor ve konuyu değişiyor. Ardından Berthold'un o gün ölmemesi gerektiğini, annesine kendisinin yönlendirdiğini söylüyor. Sadece tek bir gelecek çizgisi vardır ve geçmiş geleceği oluşturur. Kurucu devin gücü sayesinde Eren, geçmişi, geleceği ve günümüzü aynı anda deneyimlemişti. Yukarıda da anlattığım gibi Eren, bu özgürlük anlayışı yüzünden asla özgür olamaz. Her ne kadar kısa süreliğine özgürlüğü tatmış olsa bile, eğer rumblingi tamamlasaydı, bu sefer de yine parodi hikayede olduğu gibi sıkılacaktı. Bu çarpık özgürlük anlayışı yüzünden seride en az özgür olan kişi yine Eren. Kenny'nin hikayesinin olduğu bölüm final bölümü ile birlikte yayınlandı. Serinin ana teması bu. Herkes ilerlemek için bir şeylerin kölesi olmak zorunda. Kenny için güç Erwin için babası ile olan hayali, Reiner için kahraman olmak Eren için ise kendi doğası, yani özgürlük.

Hikaye ortalama,işleniş mükemmel(en azından belli bir yere kadar) final çöp, iyi yazılmış karakterler de var bir boka yaramayan karakterler de var. İyi yazılan karakterler cidden hakkını veriyor ve efsane oluyorlar ama çöp karakter de hiç çekilmiyor. Bu seriye kesinlikle kötü son,kötü olmasa bile en azından bittersweet bir son yakışırdı. Madem Eren'i kazandırmayacaksın niye Rumbling yapıyon amk? Hadi kazanamadı bari döngü kırılsın da amacına ulaşsın. Hiçbir şey değişmedi dünyada gene herkes başladığı yere döndü. Bir aralar top 10 anime listemde 3.sırada olan bu seri artık top 50 ye bile zor giriyor. NOT: WIT Studios ilk 3 sezonu bu kadar iyi yapmasaydı mangasından kimsenin haberi olmayacaktı. Bu başarı çoğunlukla Isayama'ya değil WIT'e yazar.

@ManyakVAntepli, Hikaye ortalama mı? Bu kadar iyi yazılmış hikaye yok lan. Final çöp mü? Yazdığımı okuduğundan emin misin? Bu seri ta en baştan bu finale göre şekillendirilerek yazılmıştı, çoğu kişinin sonradan değiştiğini sanmasının aksine. Finale gelince zaten bittersweet. Zaten Eren'i kazandırma gibi bir niyeti yoktu. Finladeki Eren'in ağlama sahnesi Eren'in aslında büyüyemeyip, çocuk hayaline takılı kalan bir zavallı olduğunu göstermek için yapmıştı (ki başarılı şekilde yaptı.) çünkü acınası halde olan Eren'i kitlenin geneli havalı bulmaya başlamıştı. Ki, yukarıda anlattığım gibi Eren başarıya ulaşsaydı bile tatmin olmayacaktı. Zaten İsayama'nın finalde anlatmak istediği şey ırkçılık ve nefret zincirinin asla sona ermeyeceği. Seri boyunca birçok kez buna vurgu yapılır. "Dünyada tek bir insan kalana kadar savaşlar devam edecek." Yani tüm dünya yok olsaydı bu kez Eldia 2'ye bölünecek, yeageristlerle ordu bir birine girecekti. Döngü derken neden bahsediyorsun? Döngü teorisinden bahsediyorsan tutmadı o.

En iyi anime buysa hiç anime izlemeye başlamıyalım kanka, finali baya rezalet bu arada ve Dünya'yı kurtarma amacıyla kendi kanlarını kesiyorlar. Motivasyonları da zayıf, Diyalogları da iyi denilemez. Böyle malca bir final yapıp da IMDb puanını nasıl korumuş anlamış değilim. Sağlam charlar var ama.

En iyi anime değil, şahsen ilk 10'uma bile almam ki fazla anime izlemedim. OO beler şöyle olaylar oluyor siz anlamadınız demekle kimsenin fikri değişmez btw.

@91.Forte.91, Ağzına sağlık güzel yazmışsın. en iyi anime demem ama beğendiğim bir anime. Finali şahsen beni tatmin etmedi ama animeye genel olarak baktığımızda güzel.

Bu arada son bölümü izleyip bitirdim, finali bir tık daha toplamışlar ama finalin hâlâ kötü olduğunu düşünüyorum.

@Abdulkadir34, AoT kalitesinde diyebileceğim 2 anime var: Evangelion ve Monster. Bunlar dışında, bu kalitede başka anime bilmiyorum. Final ne kadar kaliteliyse anlaşılmadığında da bir o kadar çöp oluyorken, anlaşıldığı taktirde kimsenin fikri nasıl hala değişmez? Şahsen finali anlamadan önce ben de sevmiyordum. @Thorin, Başlıktan sonra yazıyı da okusaydın keşke.

@91.Forte.91 Monster o kadar overrated mı bilmiyorum da Evangelion'la karşılaştırmam bile. 1.o kadar uzun yazıyı finalini sevmeyen bir insan büyük ihtimalle zaten okumaz. Finalini sevmeyen 3 kişi okumamış bak zaten 4 kişi cevap vermiş. 2.Diziyi izlerken etkilenmek önemli bence, benim şahsi düşüncem bu, izleyip beğenmediğim bir dizi için biri bana ohoo onda şöyle oluyor cart curt uzun uzun anlatsa, anlattığı şeyi dinleyip beğenirsem en fazla "ben buna bir daha bakim en iyisi" derim. Asla diziyi tekrar izlemeden iyi olduğunu düşünmeye başlamam. Dizi hakkında yazılmış bir yazı dizinin kendisinin önüne geçemez, önemli olan o diziyi izlerken hissettiklerimdir. Ayrıca finali anlamama sebebi her zaman izleyiciden kaynaklanmaz. Ortada "iyi ama siz anlamadınız" gibi kesin bir şey olduğunu varsayarak konuşuyorum bu arada ama tek ihtimal bu değil.

Final çok karmaşık zaten, anlayamamak normal. Niyeyse bunu herkes küfür gibi algılıyor.

Çok karmaşık falan değil,doğru düzgün seriyi tüketen birinin rahatlıkla anlayabileceği bir final,ama nedense finali beğenmeyince "sen finali anlamamışsın" oluyor,bu tarz tavırları bırakın lutfen parti tutar gibi savunmayın/gömmeyin şu serileri.

hahahahahaha

Puhahaha reis son noktayı koydu. Zevkler tartışılmaz zaten, dediğim gibi ilk animemdi ve ”en iyi anime" bu ise anime izlemeye hiç başlamıyalım dedim. Eğer dizinin yorumlarında da okursan anlayabilirsin benim fikrimi.

Diyen kuvvetli hafızaya sahip arkadaşımız, Eren'in arkadaşlarını ve adayı kurtarmak için rumbling yaptığını zannettiği zamanları çabuk unutmuş. @Thorin, Birader zevkler ne alaka en sevdiğin değil en iyi dedik. Ayrıca yorumların alakasını anlayamadım.

En iyi deyince zevklerle alakalı olmuyor zaten

en basta yaptığın yazıda tek yaptığın seriyi özetlemek(birde isiyamanın konusmalarini yazmak),yazarken kendini çok mu zeki gördün bilmiyorum ama azcık düşünerek senin yazdığın şeyleri anlayabilirsin,sonunu anlamayan okursa bu yazıyı yine onlara pek birsey katıcak bir yazı degil,bir bilim teorisi degil bu şey alt tarafı sıradan bir anime,bir tane animede bizden daha çok bilgi sahibi olduğunuz için bizden daha mı zeki oldunuz? Gerçekten bir seriye bu kadar takıntılı olduğunuz için üzülüyorum hâlâ söyledikleriniz objektif olduğunu düşünmeniz daha da üzücü. Birde benim önceki düşünceme laf etmişsiniz ama hatırlatırım animede final çıkmadan çok önce tükettim seriyi ve zaten o şey rumblingde araç diyebiliriz,şuan yazdıklarıma cevap vermek yerine geçmişten bahsetmen saçma ve evet hâlâ finali sevmiyorum,sen kendini kandırıyorsun sonunu sevmek için bahane arıyorsun ama dediğin gibi sende sevmiyordun ve 2 farklı sey okudugundan bir anda "aot çok derin,sonuna anlamak cok zor" triplerine girdin,derin birşey yok düzgün izleyin yeter.

Kardeşim sevmek zorunda değilim bu 1, 2. Olarak da en iyi demek nasıl zevkler ile alâkalı olmuyor? Senin için en iyisi budur. Benim için 8/10 bir dizidir, zaten zevk dediğimiz olay da budur yani. Dizinin kötü olduğunu savunmuyorum zaten, final ve 3. Sezon'un ilk kısımları hariç beğenerek izledim. Bunu neden bu kadar gereksiz savunuyorsun ki? İnsanların kendi fikirleri olabilir yani.

@yulaf02, Özetlemez de, "motivasyonu bu değil bunu bu yüzden yapmadı" desem gelecek yanıtlarda yine özetlemek zorunda kalacaktım çünkü kurgu yanlış anlaşılmaya çok müsait ve özet geçmediğimde "Bu da senin düşüncen" tarzı yanıtlar alırım genelde. Oysa özetlediğimde tüm parçalar yerine oturduğu için kabul etmeme gibi durum söz konusu olamaz. Sadece yanlış anlaşılan ve bundan kaynaklı nefret gören finali açıklamaya çalışıyorum, buna bilim teorisi gibi yanaşmak ve kendine hakaret olarak sayıp trigger'lanan sensin. Daha önce tüketmeni bahane olarak sunman saçma ki daha önce izleyip anlamadığın hatta unuttuğun halde direkt yazıyı okuyup çok kolayca anlaşılabileceğini iddia ediyorsun. Aot derin zaten, kendimi kandırdığım falan da yok, sen beğenmemekle kötü demenin farkını anlamamışsın o kadar. Ne hikmetse kimse de düzgün izleyememiş ne tesadüf.

ben seriyi nerdeyse 4 yıl önce tükettiğimden seriden birkaç şey unutmam normal(devamını izledim/okudum),bunun seriyi anlamamamakla ilgili bir baglantısı yok,seriye kötü diyende yok serinin içerigi hakkında yorum yapanda yok,benim sorunum seninle aynı fikirde olmayanlara karşı tavrın,ben bu seriyi derin bulmuyorum,evet sonda farklı birşey denemiş olabilir ilk bakışta farklı anlayabilirsin ama düzgün izleyen birinin anlayamayacagı birşey yok,bilim teorisi gibi yaklaşmak derken neyi kastettin anlamadım ama wp üzerinde belirtigim gibi eglence işlerinde objektifin oldugunu düşünmüyorum,anlayacagın üzere söylediklerin objektıfmış gibi konuşmana karşı yorum yapıyorum.